Abdil Erdal: Ocak-Mart 2025 Dönemi Türkiye Ekonomisinde Genel Gelişmeler

2025 yılının ilk çeyreği, Türkiye ekonomisinin pek çok alanda birbirine bağlı gelişmelerin yaşandığı bir dönem olarak dikkat çekti. Yüksek enflasyon, uzun süredir gündemi meşgul ederken, enflasyondaki kademeli düşüş sinyalleri hem tüketici fiyatlarının hem de alternatif hesaplamaların değerlendirilmesiyle kendini gösterdi. Resmi verilerde, enflasyonun yıl içindeki zirve noktasından gerileyerek, vatandaşın alım gücünü koruma çabalarının meyvesini vermeye başladığı görülürken, alternatif ölçümlerde ise enflasyonun hala yüksek seviyelerde seyretmeye devam ettiği gözlemlendi.

Bu çerçevede, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 2023’ten bu yana uyguladığı sıkı para politikasının ardından enflasyondaki yavaşlama sinyallerini dikkate alarak, 2024 Aralık ayından itibaren faiz indirimlerine yöneldi. İlk çeyrekte gerçekleştirilen faiz indirimi, Ocak toplantısında %47,5’ten %45,0’e, Mart ayında ise %42,5’e çekilmesiyle öne çıktı. Bu adımlar, ekonomik aktivitenin desteklenmesi amacıyla attığı temkinli gevşeme adımları olarak yorumlanırken, piyasa aktörleri yıl sonuna doğru daha da temkinli bir indirimin devam edebileceği beklentisini taşıyor.

2024’ün son çeyrekte açıklanan GSYH verileri, ekonominin %3,0’lık yıllık büyüme kaydettiğini ortaya koydu. Bu rakam, yüksek faiz ortamında dahi ekonominin dirençli yapısını koruduğunu gösterirken, iç talep ve ihracattan gelen katkıların dengeli bir büyüme performansı sergilediğini ortaya koyuyor. Hükümetin 2024 yılı genelinde %3,2 civarında bir büyüme gerçekleştirmesi, önceki çeyreklerde yaşanan küçülme sürecinden sonra ekonominin toparlanma sinyalini vermesi açısından olumlu bir tablo çiziyor.

Döviz piyasalarında ise Türk Lirası’nın performansı, iç ve dış gelişmelerin etkisiyle dalgalı bir seyir izledi. Yıla yaklaşık 1 USD = 35 TL seviyesinden başlayan TL, Mart sonuna doğru 38 TL seviyelerine yükselerek, dolar karşısında değer kaybetti. Benzer şekilde, Euro/TL kuru da Mart ortasında 40 TL eşiğini aşarak rekor seviyelere ulaştı. Döviz kurlarındaki bu artış, piyasalarda yaşanan belirsizliklerin, özellikle iç ve dış siyasi gelişmelerin etkisiyle güçlendiğini gösteriyor. Merkez Bankası’nın döviz piyasasına müdahale çabaları, yaşanan dalgalanmaların kısmen kontrol altına alınmasını sağladı.

Tüm bu gelişmeler, ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele ve büyümeyi destekleme stratejilerini gözler önüne seriyor. Yüksek enflasyonla mücadeleye yönelik adımların yanı sıra, faiz indirimi ve temkinli para politikası uygulamaları, ekonominin yeniden canlanması ve finansal istikrarın sağlanması açısından önemli sinyaller veriyor. Ekonominin toparlanma sürecinde, iç talep ve ihracattan gelen katkıların yanı sıra, uluslararası ekonomik ortamın etkileri de belirleyici olmaya devam ederken, politika yapıcılar dengeli ve tutarlı adımlar atmaya özen gösteriyor. Bu süreçte, vatandaşların alım gücünü korumak ve ekonomik istikrarı sürdürmek için alınan önlemlerin etkisi, önümüzdeki aylarda daha net ortaya çıkacaktır.

KOBİ KONYA DERGİSİ