Dünyaca ünlü bilge alimin Konya’daki türbesinin dikkat çeken özellikleri: Dünya onu konuştu hep!

Nasreddin Hoca'nın türbesi, 12. yüzyılda, Anadolu beylikleri döneminin izlerini taşıyan bir yapıdır. Türbe, iki baldaken (çadır biçimi) kısımdan meydana gelmekte olup, 1878 yılında türbenin üzerine eklenen 12 sütunlu piramit külah ile tamamlanmıştır. Bu külah, yapıyı koruyarak ona görkemli bir hava katmıştır.

Yapının iç kısmı, yuvarlak sütunların üzerine oturur ve sonradan eklenen revak görünümlü çokgen bir kuruluşa sahiptir. Türbenin dört tarafı açıkken, bir tarafı asma kilitle kapalıdır. Bu kapalı alan, Nasreddin Hoca’nın mizahi karakterini ve toplumun farklı kesimlerine hitap etme anlayışını sembolize eder.

Türbenin ön kısmında, Nasreddin Hoca'nın bilgelik ve evrensel düşünceye olan katkısını simgeleyen ilginç bir platform yer almaktadır. Bu platform, Dünya'nın ortasını sembolize eder ve Hoca'nın öğretilerinin evrensel doğasını vurgular.

Türbe, zaman zaman tamirat görmüştür ve önemli bir onarım 1906 yılında Konya Valisi Faik Bey tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu restorasyon sırasında türbeye bir kitabe eklenmiş ve Nasreddin Hoca’nın mirası daha da güçlendirilmiştir.

Nasreddin Hoca'nın türbesinin bakım ve onarımı, zamanla onun soyundan gelenlere verilmiştir. Hoca'nın soyundan gelenler, türbeyi korumakla görevlendirilmiş ve bunun karşılığında vergiden muaf tutulmuşlar, ayrıca maaşa bağlanmışlardır. Bu uygulama, Hoca'nın soyunun kültürel mirasın korunmasına verdiği önemin bir göstergesi olarak kabul edilebilir.