Dört anlaşma
Yazım bugün biraz uzun olacak ama sizin için çok faydalı bilgiler olduğunu düşünüyorum...artık kusuruma bakmasınız...
İnsan aklını hem bilimsel hem de manevi açıdan inceleyen Don Miguel Ruiz 1997'de “The Four Agreements” yani “Dört Anlaşma” adında büyüleyici bir kitap yazdı...bu kitap on yıldan fazla bir süre New York Times en çok satanlar listesinde yer almayı başardı...hocam ne anlaşması bu, arabamı alıp satıyoruz diye sorabilirsiniz...şöyle söyleyeyim, bu öyle içinde para ve pul olan bir anlaşma değil...kendinize karşı ve kendinizle ilgili olan bir anlaşma bu...hemen uzatmadan anlatmaya başlayayım efendim...
Yazarın bahsettiği dört anlaşma şu:
1. Sözünüzle kusursuz olun diyor...
Yazar, ilk Anlaşmada sözünüzle kusursuz olun ve bunu kendinize veya başkalarına karşı kötü kullanmayınız diyor...peki öyle de hocam kusursuz olmak ne demek... İngilizce bir kelime olan “impeccable” dan gelen kusursuz kelimesi aslen Latincedir...bu kelime “without sin” yani “günahsız” anlamına gelir...günahsız mı? aramızda var mı ki onlardan?…iç dünyanızda kusursuz olmak, kendinizi hiçbir şekilde yargılamamak veya suçlamamak demektir...kendinizi sürekli olarak yargıladığınız ve suçladığınız zaman kendinize karşı günah işliyorsunuz demektir...bunu değiştirin ve kendinize gerçekten ne kadar harika bir insan olduğunuzu anlatmaya çalışın...dikkat ederseniz kendinize diyorum başkalarına değil...
Kullandığınız kelimelerin gücü de çok önemlidir...şöyle bir hatırlayın...kendinize kaç kez aptal dediniz? veya ya sen hiçbir şeyin üstesinden gelemiyorsun, hiçbir şeyi başaramıyorsun diye kaç defa kendinizi küçük gördünüz...kendinize karşı acımasız olmayın...onun yerine saygılı ve kibar olun...
Sözleriniz düşünme şeklinizi değiştirir ve başkalarının fikirlerini etkiler, bu yüzden onları akıllıca seçin...
2. Etrafınızda olan her şeyi kendinize bağlamayın...bu benim yüzümden oldu diye kişisel olarak düşünmeyin...
İnsanlar bize saygısız ve kaba davrandığında, genellikle bu davranışlar bizi olumsuz etkilediği için uzun süre gereksiz bir şekilde aklımızda tutarız...aslında gerçek şu ki karşı tarafın size yaptıkları ve söyledikleri hiçbir şey aslında sizinle ilgili değildir...nedir peki derseniz, karşı tarafın iç dünyasının size yansımasıdır...yapılan karşının negatifliğidir, sizin değil...
Bu tür sorunların üstesinden gelebilmek için önce kendinizi çok iyi bilmeniz lazım... eğer bunu yerine getirirseniz başkalarının kabulüne ihtiyacınız olmaz...çünkü herkes dünyaya farklı bir açıdan bakar...ve bunun için siz de bu konuda kendi bakış açınızı tanımalısınız...
3. Varsayımlarda bulunmayın...
Üçüncü Anlaşma da yazar, bize varsayımlar yapmak yerine sorular sormamız gerektiğini söylüyor...bazen sorunlara gereksiz ve yanlış varsayımlar yaparız...mesela bir arkadaşınıza "merhaba" derseniz ama o size cevap vermez...ve sizde ortada bir kanıt olmadan onun size kızdığını düşünebilirsiniz...oysaki buna hiç gerek yoktur...bazen de bir şeyi anlamakta güçlük çekersiniz ama bunun ne anlama geldiğini bildiğinizi varsayarsınız...tabi işler netleştiğinde, bunun tamamen öyle olmadığını sonradan görürsünüz...bunun yerine varsayımları sorularla değiştirseniz daha başarılı olursunuz...çünkü ihtiyacınız olan yanıtları almanın tek yolu budur...
4. Her zaman yapabildiğinizin en iyisini yapmaya çalışın...
Dördüncü Anlaşma, size ilk üçünü nasıl uygulamaya koyacağınızı gösterir...Bu anlaşmada istenen sürekli olarak elinizden gelenin en iyisini yapmaktır...elinizden gelenin en iyisini yapmak, içinde bulunduğunuz duruma bağlıdır ve herkes için en iyisini yapmak farklı manalara gelebilir...
Tabi burada şunuda iyi tanımlamak lazım...elinizden gelenin en iyisini yapabilmek için o yaptığınızı sevmeniz lazım...mesela sevmediğiniz bir işi sadece maaş almak için yaparsanız orada en iyisini yapmak çok zor olur...zaten böyle bir durumda da yüksek bir performans beklenemez...
Son olarak şunu söylemek istiyorum...eğer geçmiş bir rüyada yaşıyorsanız hemen uyanmanızı tavsiye ederim...çünkü şu an olanlardan zevk alamıyorsunuz demektir...şu anda olanlardan zevk almamak ve geçmişte yaşamak, hayatın sadece yarısını yaşamak demektir...bu kendine acımak, acı çekmek ve gözyaşlarına yol açmaktan başka bir şey değildir...