Açık

18°C
Konya

"Bu Bir Yatırım Tavsiyesidir"

Kayıt Tarihi: 14.04.2025 19:58 - Son Güncelleme: 29.09.2025 05:40
YAZI
A

Bugün size alışılmışın dışında bir yatırım tavsiyesinde bulunacağım. Borsadaki iniş çıkışlardan, altın fiyatlarındaki dalgalanmalardan ya da kripto paraların heyecan verici dünyasından bahsetmeyeceğim. Benim kastettiğim yatırım, çok daha değerli, çok daha uzun vadeli ve geri dönüşü ölçülemez bir yatırım. Bu yatırım, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza yapılan yatırımdır. Hem de bu yatırımın en kritik ayağı, onları çağımızın en güçlü silahı olabilecek teknolojinin potansiyel kötülüklerinden korumaktır.

İçinde yaşadığımız dijital çağ, çocuklarımıza eşsiz fırsatlar sunuyor. Bilgiye erişim kolaylığı, farklı kültürlerle etkileşim imkanı, yaratıcılıklarını geliştirebilecekleri sayısız araç… Ancak madalyonun bir de karanlık yüzü var. Kontrolsüz bir şekilde sunulan şiddet içerikli oyunlar, yanıltıcı bilgilerle dolu internet siteleri, siber zorbalığın acımasızlığı ve sosyal medya bağımlılığının esareti, çocuklarımızın ruh sağlığını ve ahlaki gelişimini ciddi şekilde tehdit ediyor.

Gözümüzün nuru, yarınlarımızın umudu olan çocuklarımızı bu tehlikelerden korumak, sadece bir ebeveynlik görevi değil, aynı zamanda ahlaklı bir toplum inşa etme sorumluluğumuzdur. Onları teknolojiden tamamen soyutlamak gerçekçi olmasa da, bilinçli ve kontrollü bir kullanımın yollarını öğretmek, onlara rehberlik etmek ve alternatif, sağlıklı aktiviteler sunmak hayati önem taşıyor.

Bu yatırım, zaman ve sabır gerektirir. Onlarla konuşmak, dinlemek, ne tür içeriklerle karşılaştıklarını anlamaya çalışmak, onlara doğruyu yanlışı anlatmak, empati kurmayı, saygılı olmayı ve dürüstlüğü öğretmek demektir. Bu yatırım, onlara sadece sanal dünyada değil, gerçek hayatta da sağlam değerlere sahip bireyler olarak yetişmeleri için çaba göstermektir.

Unutmayalım ki, ekranların başında geçirilen her kontrolsüz saat, onların sosyal becerilerinden, fiziksel aktivitelerinden ve en önemlisi de ahlaki pusulalarından çalınan bir saattir. Sanal dünyanın cazibesine kapılıp, gerçek dünyanın değerlerini göz ardı eden bir nesil, gelecekte sağlıklı ve huzurlu bir toplum inşa etmemizi zorlaştıracaktır.

Bu nedenle, gelin hep birlikte bu önemli yatırımı yapalım. Çocuklarımızın teknolojiyle olan ilişkilerini bilinçli bir şekilde yönetelim. Onlara kitap okumanın, doğada vakit geçirmenin, spor yapmanın, sanatla uğraşmanın ve sevdikleriyle gerçek bağlar kurmanın değerini öğretelim. Onlara, sanal dünyanın sadece bir araç olduğunu ve gerçek değerlerin sevgi, saygı, dürüstlük ve adalet gibi evrensel ilkelerde yattığını gösterelim.

Bu bir yatırım tavsiyesidir. Geri dönüşü belki hemen somut olarak görülmeyebilir. Ancak inanıyorum ki, çocuklarımızın ahlaklı ve erdemli bireyler olarak yetişmesi, uzun vadede çok daha güçlü, çok daha huzurlu ve çok daha umutlu bir geleceğin teminatı olacaktır. Bu yatırım, sadece çocuklarımızın değil, hepimizin geleceğine yapılan en değerli yatırımdır. Bu fırsatı kaçırmayalım.

Geçtiğimiz günlerde çocuğumun okulunda yapılan veli toplantısında tüm öğretmenlerin ortak bir endişesi dile getirildi: Kontrolsüz teknoloji kullanımı, çocuklarımızda ahlaki bir çöküşe neden oluyor. Öğretmenlerin bu feryadı, aslında uzun süredir hissettiğimiz ancak belki de yeterince dillendirmediğimiz bir gerçeğin somut bir ifadesiydi. Sanal dünyanın parlak ve cazip yüzünün ardında, çocuklarımızın ruhunu ve ahlakını kemiren bir tehlike kol geziyor.

Öğretmenler, derste dikkat dağınıklığından, ödevlere karşı ilgisizlikten, akranlarıyla iletişim sorunlarından bahsettiler. Ancak en çarpıcı olanı, sanal dünyada gördükleri şiddet ve ahlaka aykırı içeriklerin, çocukların davranışlarına ve değer yargılarına yansımasıydı. Empati eksikliği, başkalarının duygularına karşı duyarsızlık, siber zorbalığın yaygınlaşması ve gerçekle sanal arasındaki sınırın bulanıklaşması, öğretmenlerin acil müdahale çağrısının temelini oluşturuyordu.

Bu vahim tablo, aslında köşe yazımın başlığıyla ne kadar örtüşüyor. Evet, bu bir yatırım tavsiyesidir. Ancak bu yatırım, sadece bireysel olarak çocuklarımızı koruma çabasıyla sınırlı kalmamalıdır. Bu, aynı zamanda eğitim sistemimizin, toplumumuzun ve hatta teknoloji üreten ve sunan tüm paydaşların ortak sorumluluğudur.

Okullarımız, teknoloji kullanımının faydalarını öğretirken, potansiyel riskleri konusunda da çocuklarımızı bilinçlendirmelidir. Müfredata teknoloji etiği, güvenli internet kullanımı ve siber zorbalıkla mücadele gibi konular entegre edilmelidir. Öğretmenler, bu konuda eğitilmeli ve öğrencilere rehberlik edebilecek donanıma sahip olmalıdır. Okul psikologları ve rehber öğretmenler, teknoloji bağımlılığı ve sanal dünyanın olumsuz etkileriyle mücadelede aktif rol almalıdır.

Ancak sorumluluk sadece okullara ait değildir. Biz ebeveynler de bu konuda en ön safta yer almalıyız. Çocuklarımızın ne tür içeriklerle karşılaştığını takip etmeli, onlarla açık iletişim kurmalı ve sanal dünyadaki deneyimlerini anlamaya çalışmalıyız. Onlara sınır koymak, ekran başında geçirdikleri süreyi kontrol altında tutmak ve alternatif, sağlıklı aktiviteler sunmak hayati önem taşımaktadır. Birlikte kitap okumak, doğada vakit geçirmek, spor yapmak, sanatla uğraşmak gibi etkinlikler, onların hem fiziksel hem de zihinsel gelişimine katkı sağlayacak ve sanal dünyanın cazibesine karşı bir denge oluşturacaktır.

Unutmamalıyız ki, çocuklarımız model alarak öğrenirler. Bizim kendi teknoloji kullanım alışkanlıklarımız da onlar için bir örnek teşkil eder. Sürekli telefonlarımızla meşgul olursak, onlardan ekranlardan uzak durmalarını bekleyemeyiz. Onlara gerçek ilişkilerin değerini göstermeli, aile içi iletişimi güçlendirmeli ve birlikte kaliteli zaman geçirmeye özen göstermeliyiz.

Bu sorun, sadece bireysel çabalarla çözülebilecek bir sorun değildir. Toplum olarak bu konuda bilinçlenmeli ve ortak bir mücadele vermeliyiz. Medya, çocukları olumsuz etkileyebilecek içeriklerin yaygınlaşmasını engellemeli, eğitici ve yapıcı yayınlara daha fazla yer vermelidir. Teknoloji şirketleri, ürünlerini tasarlarken çocukların psikolojik ve ahlaki gelişimini göz önünde bulundurmalı, zararlı içeriklere karşı daha etkin önlemler almalıdır. Devlet ise, bu konuda yasal düzenlemeler yaparak çocukları sanal dünyanın zararlarından koruyacak mekanizmalar oluşturmalıdır.

Öğretmenlerin çaresiz feryadı, aslında hepimiz için bir uyarı çanadır. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı, teknolojinin karanlık yüzünden korumak ve onlara sağlam bir ahlaki pusula kazandırmak için şimdi harekete geçme zamanıdır. Bu, sadece bir yatırım tavsiyesi değil, aynı zamanda çocuklarımıza ve geleceğimize karşı olan vicdani sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluğu yerine getirmek için el birliğiyle çalışmalıyız. Aksi takdirde, teknoloji çağının sunduğu tüm imkanlara rağmen, ahlaki değerlerini yitirmiş bir nesille karşı karşıya kalma tehlikesi kaçınılmaz olacaktır. Ve bu, telafisi mümkün olmayan en büyük kayıp olacaktır.

ETİKETLER:

YORUM YAP

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.