Az Bulutlu

27°C
Konya

Anne Adaylarını Bekleyen Gizli Tehlike: Preeklampsi

Kayıt Tarihi: 08.09.2025 19:46 - Son Güncelleme: 04.10.2025 07:23
YAZI
A

Hamilelik bir kadının hayatındaki en özel, en heyecanlı dönemlerden biridir. Ancak bazen bu mutlu bekleyişin gölgesinde, fark edilmeden ilerleyen bir tehlike vardır: Preeklampsi. Halk arasında “gebelik zehirlenmesi” olarak bilinen bu hastalık hem anne hem bebek için ciddi riskler taşıyan, sinsi ama güçlü bir tehdittir.

Genellikle gebeliğin ikinci yarısında ortaya çıkan bu tablo, yüksek tansiyonla birlikte idrarda protein kaçağı ya da organ hasarı ile kendini gösterir. Dışarıdan bakıldığında sadece “biraz tansiyon yükselmesi” gibi algılanabilir. Oysa bu, aslında çok daha karmaşık bir sorunun dışavurumudur: Annenin damarlarının bebeğe yeterli kanı ulaştıramaması.

Peki, bu hastalık gerçekten gebeliğin ortasında mı başlar?

Asıl çarpıcı olan şu ki: Preeklampsi, çoğu zaman daha kadın hamile olduğunu bile fark etmeden başlar. Evet, yanlış duymadınız. Sorunun kökeni, gebeliğin ilk haftalarında, hatta plasentanın rahme tutunduğu o ilk günlerde atılır.

Normal şartlarda, bebeği besleyen plasenta annenin damar ağıyla sağlıklı bir şekilde birleşir. Bu birleşme düzgün gerçekleşirse bebek, anneden yeterli oksijen ve besini alabilir. Ama preeklampside işler yolunda gitmez. Plasenta, anneden yeterli kanı alamaz. Bu da zamanla annenin damar sisteminde yaygın bir bozulmaya yol açar.

Bu bozulmalar önce sessizdir. Belirti vermez. Ancak ilerleyen haftalarda tablo değişir. Tansiyon yükselir, organlar etkilenir, annenin bedeni alarm vermeye başlar.

Öte yandan, bebeğin yaşadıkları da endişe vericidir. Plasenta yeterli çalışamadığı için bebeğe yeterli oksijen ve besin gitmez. Bu da gelişim geriliği, oksijen yetersizliği ve çoğu zaman erken doğumla sonuçlanır. Ne yazık ki, her yıl binlerce bebek bu nedenle ya erken doğmakta ya da kaybedilmektedir.

Bu noktada en önemli silahımız: farkındalık ve düzenli takip.

Anne adayları gebelik sürecinde mutlaka şu belirtilere dikkat etmeli:

 • Şiddetli baş ağrısı

 • Görme bulanıklığı

 • Ani el, yüz ve ayak şişmeleri

 • Karnın üst kısmında ağrı

Bu belirtiler “hamilelikte normaldir” diye geçiştirilmemeli.

Risk grubunda olanlar – ilk gebelik, çoğul gebelik, obezite, hipertansiyon, diyabet öyküsü olanlar – çok daha yakından izlenmeli. Bazı durumlarda hekim önerisiyle düşük doz aspirin gibi koruyucu tedaviler de başlanabiliyor.

Ama unutmayalım: Preeklampsinin kesin tedavisi doğumdur.

Anne ve bebeğin durumu birlikte değerlendirilerek, en doğru zamanda doğum kararı alınır.

Preeklampsi sessiz bir düşmandır. Ancak bu düşmanı etkisiz hâle getirmenin yolu da elimizde: Bilinçli olmak, doktor kontrollerini aksatmamak ve vücudun sinyallerini ciddiye almak.

Çünkü unutmayalım:

Anne sağlığı, sadece bir kadının değil; bir ailenin, bir toplumun ve bir geleceğin sağlığı 

ETİKETLER:

YORUM YAP

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.