Açık

10°C
Konya

Kutunun Dışı: Anlam, Denge, Hakikat 1

Kayıt Tarihi: 17.11.2025 20:19 - Son Güncelleme: 19.11.2025 10:30
YAZI
A

Örümcek ağlarını bilirsin. İşte o örümcek ağları yalnızca tavan köşelerinde veya metruk alanlarda değil, zihnimizde de mekan tutuyorlar. Hatta en çok zihnimizde. Öyle güvendeler ki orada. Ohh. Canlarının istediği gibi yaşıyorlar. Senin basiretin bağlanmış, tadın huzurun kalmamış, sağlığın gitmiş, altmış plus olup pencere önünde kahveni yudumlarken “yav yaşadım mı ben sahiden, yoksa yalan dünyanın dümen suyunda ölüme şafak mı saydım.” diye trajikomik biçimde sorgulamışsın hatta gırtlaklamışsın kendini, örümcek ağlarının umrunda mı ki?

Bu senin problemin.

Yaşın, cinsiyetin, medeni halin, nereli olduğun veya hobilerin ya da tuttuğun takımlar, inançların, tüm bunlardan bağımsız bir şey olabilir mi yaşamak? Araçlar, amaçlara dönüşmüş olabilir mi? Bizi böyle kendisine havuç gösterilen at gibi koşturuyor olabilirler mi? Hep bi hatalıyız bi yetersiziz zaten. Ya işimizde yaranamadık, ya bedenimiz kusurlu. Ya alimiz ya zalimiz.

Popüler kültürün trendleri tarafından ele geçirilmişiz. Özgürüz zannederken tutsaklığın filamasını taşıyoruz. Bilgi de bilgi eğitim de eğitim diye dilimiz dışarıda kalbimiz ağzımızda dolaşıyoruz. Günün sonunda da hep bir eksiklik hissi. Üstelik bunca meşguliyete rağmen.

Boş çaba ile hakiki eylem aynı şey değil ki. İkincisinde hedefine ulaşırsın, ilkinde ne olduğunu senin hayal gücüne bırakıyorum. ( Bana göre alık bir balık gibi kalırsın. Kalırız. Kesin bilgi.)

 Herkes birbirine benziyor. Hatta benzemek için bile farklı olmak lazım. Düpedüz aynıyız. Zaten ödümüz kopar minik farklılıklardan bile. Öyle şıp diye “kutulayamadığı” insanı ya da fikri alabora eder, tukaka eder toplum. Hor görür. Bakmayın öyle milletin gülümsediğine. Takma sakal bıyıklar bile daha gerçek.

Kutunun içindeyken rahat edersin anca. Tek sorun bu rahatlığın da yalancı bahar gibi olmasıdır. Çünkü varoluşsal sebebin peşini bir türlü bırakmaz. “E hadi ama bu senede mi aynı hikaye ama yaşlı zaman babanın sabrı kalmadı ve doğa anne de hayal kırıklığına uğruyor artık ” diye fısıldar kulağına.

Ruhun didikler seni. Yaş aldıkça mobingini artırır bu fısıltılar. Hani kalubela diyorlar ya, çocukluğundan beri işittiğin, şu verdiğin söz, işte o, modern referansla ne diyelim ona, evrensel yaradılış amacın diyelim, bangır bangır tekmeler bedenini. Doğmak istiyordur çünkü “gerçek sen.” Doğum da pek sancılı be yarenim.

Sadece bedeninle de yetinmez bu hınzır. Zihnini kemirir. En çok orayı kemirir. Kıyır kıyır kurabiyesindir sen. O da kurabiye canavarı. “Örümcek ağlarını temizle” der.

Seni kutunun dışına çağırır. Yargılara meydan okuma cesaretini kuşanmanı ister. Annenden doğmakla işin bitmemiştir. Senin, kendini doğurmanı beklemektedir yaşam. Beden gözlerini aşıp gönül gözünün açılması için kendini doğurmak zorundasındır ve maalesef annen bunu senin adına yapamaz.

İnsan cidden çok yalnız bir varlıktır. Kankırmızı bir yalnızlık, bönleşmiş kalabalıklarla sınav olur. Kalabalıklar kuru ve yavandır, bir de her şeyi çok bilirler. Zaten cehaletin kelime anlamı da her şeyi fazla biliyor olmaktır. Ne ilginçtir ki halis bilgeler de “ bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.” diyorlar.

 “Dünya imtihanmış” dostum sahi.

İnsan da sınavda. Ama sınav soruları belli ki değiştirilmiş. Eğitimin amacı kişinin kendi kapasitesiyle buluşmasını sağlamak iken develer tellal pireler de berber olmuşlar, zihincikleri örüm örüm örümceklemişler. İşte beniadem, yani sen, yani ben, yani onlar, ağlaya sızlana kendimizi arıyoruz. Sazlığından koparılan “ney”den tek farkımız uykuya çok düşkün olmamız. Ney, en azından bir derdi olduğunun farkında ve yedi delik üfürüyor uydurulmuş saçmalıklara.

Yunus Emre “Kendini bil” diye üfledi, ney´le ki, asırlar evveldi. Sesi duyabilmek için dış dünyadaki yarışa biraz ara vermemiz gerekebilir.

“Anlam-Denge-Hakikat 2” sohbetimiz devam edecek. Mesele büyük. Ama senin içsel bilgeliğinle kim baş edebilir ki? Hele ki yalan dünya. Çok şanslısın... Görüşelim.


ETİKETLER:

YORUM YAP

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.