Açık

18°C
Konya

Aşk İçin Beyinler Uysun Yeter…

Kayıt Tarihi: 26.09.2021 17:59 - Son Güncelleme: 16.04.2024 06:42
YAZI
A

Aşk; en güçlü ve en coşkulu duygulardan biridir, insan aşık olduğu andaki kadar hiçbir zaman kendini savunmasız hissetmez. Aşk her zaman konuşulmuş yazılmış, anlatılmaya çalışılmış, şiirlere, şarkılara, filmlere konu olmuş ancak  son zamanlarda nörobilimciler de işin içine dahil olarak aşkın alt yapısını araştırmaya başlamışlardır. Aşık olduğumuz kişiyi gördüğümüzde bedenin tepki vermesi, kalbin hızlı atması aşkın kalbimizde başladığını ve kalbimizde yer aldığı inancını geliştirse de aslında yapılan araştırmalar bu durumun böyle olmadığını ortaya koymuştur.MR yani beyin görüntüleme temelli çalışmalarda beyinin bazı bölgelerinde kan ve oksijen akışındaki değişiklik ile beyin uyarılır ve harekete geçer. Aşık olduğun kişiyi görünce orta beyin, kalbin daha hızlı ve güçlü atmasına neden olacak kimyasalları salgılatır yani bu süreci başlatan en kapsamlı organımız olan beyindir. 

 

Aşık olunca beynin ödül merkezi uyarılır dopamin salgılanır. Dopamin insana enerji verir, mutluluk ve iyi olma hissi yaratır. Beynin ödül merkezi uyarıldığı için aşık olunan kişi ile yapılan her aktivite kişiye keyifli duygular yaşatır. Dopamin cinsellikle de yakından ilişkilidir. Seks de sonunda ödül ile sonuçlanan bir eylem olduğu için kişiye kendini iyi hissettirir. Aşık olduğun kişi ile seks ise tarif edilemez bir duygu yaşatır şöyle düşün her gün yemek yiyorsun aşk içermeyen cinsellik sıradan bir yemek ise aşkın olduğu cinsellik dünyanın en güzel şehrinde en sevdiğin mekanda kendini çok değerli ve özel hissettiğin ziyafete dönüşen bir eylem olur. 

 

Yapılan araştırmalar kadın ve erkek beyinin aşktan farklı şekilde etkilendiğini göstermiştir. Erkek, aşık olduğunda görsel alanın daha aktive olduğunu kadında ise dikkat ve bellek alanının daha aktif olduğunu ortaya koymuştur. Aşık olunduğunda dopamin yükselirken bir yandan başka bir nörotransmitter olan seretonin azalma gösterir. Serotonin azalması Obsesis- Kompülsif hastalığına benzerlik gösterir. Aslında aşık olan kişi de bir bakıma obsesif belirtiler sergiler aşık olunan kişiden başkasını düşünülemez, aklına ondan başka kimse gelmez, herşeyi onunla yapmak ister günün her anında onu düşünür, bu düşünme durumu takıntı haline gelir. Kişi daha fazla aşık olduğuna sarılmak ister çünkü oksitosin salgılanır bu hormon hipotamustan salgılanan hormonlardan biridir ve bağlanma sarılma, hormonudur. Aşk sevgi bağına dönüştükçe artan hormonlar azalır. Bu dönemde oksitosin ve vazopressin artarak aradaki bağın kuvvetlenmesini sağlar. Yapılan çalışmalarda aşkın ömrünün 12 ile 18 ay kadar olduğu ortaya konulmuştur. Yani aşk ortalama 2 yıl içinde biter ancak sevgi devam eder. Aşık olunduğunda akıllı, mantıklı davranma ve karar verme de etkili olan beyin lobunun çalışmalarının azaldığı ve hatta işlevlerinin zayıfladığı gözlemlenmiştir. Aşk kolay kontrol edilemeyen ve çılgın karaların verildiği bir dönem olduğu için hayatınızla ilgili önemli karaları aşka eşlik eden sevginin oluştuğu zamanda vermek daha sağlıklı olacaktır.

Gördüğünüz gibi aşkın hissettirdiklerini gönül üstense de aslında bu duyguları yaşatan beyindeki nörotransmitterlerdir. Ve aşkın insanlar üzerinde birçok olumlu etkisi kanıtlanmıştır.

Hayatınızın aşkını bulacağınız bir hafta dilerim Sevgilerimle …

 

ETİKETLER:

YORUM YAP

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Duygu Özer

Duygu Özer

Yazarın Diğer Yazıları