Açık

13°C
Konya

KİLO VERMENİN PSİKOLOJİSİ

Kayıt Tarihi: 17.04.2022 22:33 - Son Güncelleme: 29.04.2024 07:51
YAZI
A

Kişinin kendi beden görünümü ile ilgili duygu, düşünce ve algısı, değer yargıları, ailesi, sosyal çevresi ve medya gibi birçok faktörün bir araya gelmesi ile beden algısı oluşur.

Popüler kültür ve sosyal çevreye ait normlar, algılayışlar, realistik olmayan hedeflerin beden algısı üzerinde negatif bir etkisi olduğunu yapılan çalışmalar ortaya koymaktadır. Bireyler, yaşadıkları toplumun belirlediği ideal beden ölçüsü tanımından duygusal ve zihinsel olarak etkilenirler. Beğeni kazanan bir fiziki görünüme ait fikirler bireyin zihninde ‘’ideal beden imajı’’ algısının oluşturur. Söz konusu ‘ideal beden imajı’ kişinin kendi fiziki yapısı ile uyumlu değilse beden algısı olumsuz yönde etkilenir.

Olumsuz beden algısı kişinin kendine olan özsaygısından, kendilik değerine, psikolojik sağlığına hatta sosyal ilişkilerine kadar yaşam sürecini etkilediğini söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra cinsel yakınlık ve yakın ilişkilerde özgüven, rahatlık olumlu beden algısıyla da ilişkili bulunmuştur.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre şişmanlık artık salgın kategorisinde değerlendirilmekte ve hastalık olarak kabul edilmektedir. İnsan bedeninden memnuniyetsiz olarak dünyaya gelmez ancak aile, akranlar ve toplumsal değerler, medya beden algısını olumlu veya olumsuz değerlendirmesinde etkili olmaktadır.

Peki ne oldu da tüm dünya hızla kilo almaya başladı? Hazır gıdaya erişimin kolay olması, doğal olmayan besin tüketimi, konfor alanından çıkmadan sürdürülen bir yaşam, en yakın mesafelere dahi aracımızla gidebilme rahatlığı sonrası elbette hareketsizlik ve diyet yapma süreçlerindeki katı kurallar sebebiyle kilo vermek, içinden çıkılmaz bir probleme dönüşüyor.

Aslında günümüzde hemen herkese göre bir diyet listesi bulmak mümkün toplum ve medya bunu destekler nitelikte. Yaz öncesi hatta her pazartesi pek çok insan diyete başlar aynı şekilde tüm hızı ile diyeti sona erdirir peki bizim motivasyonumuzu düşüren ne?

Listelerden ziyade zihnen hazır olduğunuzda kilo vermek çok daha kolay olacaktır. Belki bu kadar basit mi diyeceksiniz ancak hayalini kurmadığınız hiç bir şeyi gerçekleştiremezsiniz önce olmak istediğimiz bedende kendinizi hayal etmekle başlayabilirsiniz sürece, araştırmalara bakıldığında birçok diyete başlayan kişilerin, psikolojik sebeplerden dolayı diyet yapmaktan vazgeçtiklerini görüyoruz. Temel problemimiz sadece kilo vermek amacıyla rutin yaşantımıza uymayan diyet listelerini uygulamaya çalışmak istediğimiz kilolara ulaştıktan sonra tekrar eski yeme alışkanlıklarımıza dönüp verdiğimiz kiloları almak ve bu döngünün içerisinde yaşamak dolayısıyla dönemsel diyetlere eşlik eden dönemsel egzersizler ve sporlar…. Yaşam alışkanlıklarınızı gözden geçirmekle başlayabilirsiniz, bizim kültürümüzde kahvaltı çok önemli bir yere sahip onlarca çeşit kahvaltılıkla önce gözümüzü sonra midemize şölen yaşatırız. Bir kaç ay yulaf ezmesi ile yaptığınız kahvaltıdan sonra verdiğiniz kilolar sizi heyecanlandırabilir peki ya diyeti bırakınca nefis kahvaltı masalarından nasıl vedalaşacaksınız? Öncelikle yaşam alışkanlıklarınıza uygun listeler belirlemek diyetinizin sürdürülebilir ve kalıcı olmasını dağlayacaktır. Dolayısıyla başladığınız diyete devam etme arzunuz artacaktır. Diyeti daha iyi bir kilo ve şekil için gereklilik olarak görmek yerine, sağlıklı yaşamın bir parçası olarak değerlendirmekte fayda var. Zihninizde faydalarına dair net bir fikriniz olursa, o zaman alışkanlıklarınıza tekrar dönüş sağlamazsınız.

Diyete başlayan kişi çok hızlı bir şekilde kilo vermeyi umut eder. Sabırsızlıkla baş etmek bu süreçte önemlidir diyeti bir yarış olarak düşünmemek hatta diyetle savaşmak yerine süreci bir yolculuk olarak değerlendirmek de sürecenize yardımcı olacaktır. Eğer ki diyete başlama fikriniz varsa yukarıda yazdıklarımı göz aradı etmeyiniz. Kendinizle ilgili sağlıklı kararlara varabildiğiniz keyifli bir hafta dilerim sevgilerimle…

ETİKETLER:

YORUM YAP

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Duygu Özer

Duygu Özer

Yazarın Diğer Yazıları