MUTLULUĞUN ŞİFRESİ

Mutluluk üzerinde yapılan çalışmalar ve tanımlamalar ilk çağ filozoflarına kadar dayanmaktadır, insan eylemlerinin en son gayesinin mutluluğa ulaşmak, mutlu olmak olduğu ifade edilerek bu kavrama önem verilmiştir.

Mutluluk uzun süredir araştırılmasına rağmen, psikolojik araştırmalarda son yıllarda araştırılan konular arasında üst sıralarda yer almaya başlamıştır. Önceki psikolojik araştırmalarda, hastalık, depresyon, stres ve diğer ruhsal hastalıkları tedavi etme yöntemleri araştırılırken son zamanlarda psikoloji, mutluluk ve pozitif durumları ele almaktadır.

Çok sayıda araştırma mutluluğun sebeplerini ve mutlu olmanın şartlarını tespit etmeye çalışmıştır. Araştırmacılar, bazı insanların neden daha mutlu olduğu veya mutlu olmak için ne tür stratejiler kullandıkları, mutluluğu belirleyen etmenlerin nelerden oluştuğu gibi sorulara cevap bulmak için çalışmaktadırlar.

Mutluluğu etkileyen faktörlere baktığımızda; yaşam şartları, amaçlı yaşam etkinlikleri ve genetik faktörler olmak üzere üç temel başlık altında toplanmıştır. Mutluluk üzerinde %50 oranında genetik faktörlerin, %40 oranında belirli amaçlar doğrultusunda yapılan yaşam etkinliklerinin, %10 oranında ise yaşam şartlarının ve demografik özelliklerin etkili olduğu belirlenmiştir.

Genetik faktörler, %50’lik oranıyla mutluluk üzerinde en büyük etki alanına sahiptir. Mutluluğu ortaya koyan belirleyiciler olarak genetik faktörler ve kişilik özellikleri ayrı birer kavram olarak değerlendirilmemektedir.

Kişilik özellikleri açısından öznel iyi oluş değerlendirilirken, öznel iyi oluş düzeyleri yüksek olan bireylerin, daha dışadönük, uyumlu, vicdanlı istikrarlı, iyimser oldukları ve bununla birlikte özsaygı ve içsel denetim düzeylerinin yüksek olduğu görülmektedir.

Farklı kişilik özellikleri arasında, dışadönüklük ve nevrotikliğin tutarlı şekilde mutluluk ile ilişkili olduğu ortaya konulmuştur. Dışa dönüklüğün olumlu duygulanımı yordadığı, dolayısıyla dışa dönük kişilik özelliğine sahip olanların mutluluk düzeyleri yüksek bireyler olduğu görülmüştür. Bunun yanı sıra mutluluk düzeyi daha düşük olan insanların duygusal dengesiz kişilik özelliğine sahip oldukları ve bu tür bireylerin düşük düzeyde uyumlu ve sorumluluk sahibi oldukları belirtilmektedir.

Mutluluk üzerinde %50 oranında genetik faktörlerin etkili olduğunu ortaya koyan bilimsel çalışmalar doğrultusunda, mutlu olabilmek adına sahip olmak istediğin ne varsa, ulaştıktan sonra eski mutluluk düzeyine tekrar dönebileceğini düşünmekte fayda var çünkü hedonik adaptasyon bunu gerektirir ne mi hedonik adaptasyon; insanın mevcut durumuna adapte olunca, bu durumu normal kabul etmeye başlaması, yani mutluluk verici değişimlerin kısa sürede standart haline gelip mutluluk sebebi olmaktan çıkması gibi dilerim mutlu genlere sahipsinizdir zira hedonik adaptasyonun sonu yok????

Mutluluğu etkileyen diğer faktörler bir sonraki sayıda, bir sonraki köşe yazısına kadar keyifli, mutlu, huzurlu bir hafta dilerim. Sevgilerimle …