EVLENME KARARININ ÖNEMİ
Evlilik toplumsal kurallar ve yasaların öngördüğü biçimde bir erkekle bir kadının yaşamlarını birleştirmesidir. Yaşam boyu birlikte yaşamayı amaçlayan çiftlerin ilişkilerinin düzenli, uyumlu ve dengeli olması, evlilik kararının başlangıçta doğru verilmesi ile yakından ilişkilidir.
Evlilik kararı, insan yaşamının üçte ikisinden fazlasını ve tüm geleceği etkileyecek boyutta önemli bir kararıdır.
Evlilik kararı, bireyden topluma geniş bir alandır. Evlenen eşleri her iki tarafın yakınlarını ve bu evlilikten doğacak çocukları da etkiler. Sağlıklı ve güçlü bir toplumda toplumun çekirdeğini oluşturan aile kurumu evlilik yoluyla gerçekleşebilir.
Karşı cinsle yaşamın paylaşılması olan evlilik yasal ve toplumsal koşullar yanında özgün sorumluluklar da getirir. Bu nedenle, bireyler evlenme ve eş seçme aşamasına girmeden önce evliliğin öngördüğü koşullar ve evliliğin getireceği doğal sorumluluklar yönünden, kendi durumlarını ve kişisel koşullarını da değerlendirmesinde yarar vardır. Aşağıda evlenme için zaman ve koşulların uygun olup olmadığını değerlendirme de yardımcı olabilecek bazı genel ölçütler yer alıyor. Bunlardan ilki gelişim ve olgunluk düzeyidir.
Gelişim ve olgunluk düzeyi, evlenecek kişilerin, evlilik gereklerine ve sorumluluklarını yerine getirebilmeleri için bedensel, zihinsel ve sosyal yönden belirli gelişim ve olgunlaşma aşamalarını geçirmiş olmaları gerekir. Erken evliliklerde bireyin geleceğe yönelik amaç ve idealleri tam olarak şekillenmemiş yaşam felsefeleri kararlılık kazanma ve evlilik koşulları gerçekleşmemiş olması nedeniyle evliliklerin başarılı ve uzun ömürlü olması düşük bir olasılıkdır.
Bireylerin gelişim ve olgunlaşmalarında bireysel farklar söz konusu olduğundan yaşamlarını evlenecek kişilerin bedensel gelişimi, fiziki güç, çocuk yapma yeteneğini ve genel gelişim olgunluk düzeylerini yasal olan yaşlarının ötesinde evlenecek kişilere özgü olarak ayrı bir şekilde değerlendirilmesi gerekir.
Genel gelişim ve olgunlaşma yönünden bireylerin çocuk yapabilme durumuna sahip olmaları hem zihinsel hem de ruhsal olgunlaşmanın gerçekleştiğini bizlere göstermez. 21 yaşında beynin ön frontal bölgesi geliştiğini düşüncek olursak daha öncesinde verilen kararların sağlıklı olmasını beklemek anlamsız olur.
Önfrontal bölge mantıklı düşünme, matematik zeka gibi pekçok üstdüzey bilişsel işlevleri yerine getirdiği için 21 yaşından önce verilen kararlar sağlıklı değildir.
Bekarlık döneminden farklı olarak evlilik bireyleri yeni bir toplumsal ve sosyal düzenlemenin içine getirir. Eşlerin aile içi ve aile dışı ilişkileri , toplumun evlilik kural ve geleneklerine göre sosyal bir etkileşim düzeni içinde sürdürmeleri gerekir. Eşlerin toplumun kültürel yapısı içinde karı koca olarak sosyal rollerin gerektirdiği kural ve davranışları öğrenmiş olmaları ve bunlara uygun olarak aile yaşamlarını sürdürmeleri beklenir. Evlenmeyi erken düşünenlerin evlenme kararı öğrenim yılları ile çatıştığında öğrenimine devam etmek ya da bırakmak önemli bir sorun olarak karşımıza çıkar. Öğrenimini tamamlamamış olmaktan dolayı eğitimin tehlikeye düşmesi ekonomik bağımsızlığı kazanmış olma koşulunu da gerçekleştirmemiş olur.
Evlilik öncesi arkadaşlık, evlilikte eş seçiminin isabetli yapılmış olması daha doğrusu iyi seçimin nasıl yapılacağına dair çalışmalara baktığımızda flört ederek evlilik yapanların daha mutlu oldukları ve yaşam doyumlarının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.
Eş seçiminde genel geçer kurallar olmakla birlikte her ilişkinin dinamiği farklıdır ancak birlikte gülebilmek, eğlenebilmek, dünya görüşünün benzer olması, aynı şeylerden keyif alabilmek, kişilerin bireysel olarak özel hobilerinin olması ve birbirlerinin özel alanlarına saygı duyabilmeleri ikili ilişkilerde de önemli bir detaydır. Doğru kararlar verebildiğimiz keyifli bir hafta dilerim sevgilerimle…