GELİŞEN BEYNİM

‘20 yaşın karşına oturdu ona ne söylemek isterdin’ şeklinde bir soruyu yakın tarihte sosyal medyada paylaşım yapmıştım, pek çok kişi aslında ortak cevaplar verdi bunlar neler mi daha cesur olmak kendi kararlarını kendin verebilmeyi istemek, ailene daha fazla zaman ayırmak, isteyip de yapamadıklarını ertelememek, doğru kararlar verebilmek ve daha bir sürü şey aslına bakarsanız her şey tam da olması gerektiği gibi bugün ki aklımızla 20’li yaşlarımızı değerlendirmek, eleştirmek, yargılamak, hatta geçmişteki eksiklere veya hatalara takılmak kendimize yapacağımız en büyük kötülüklerden biri olacaktır. Cevapları okuduğumda aslında pek çok kişi 20 yaşına uygun davranmış ebette arada büyük kararlar alınmış, büyük hatalar yapılmış ama genel olarak herkes olması gerektiği gibi yani gelişim yaşına uygun tepkiler vermiş. Pek çoğumuz fiziksel gelişim dönemlerinin farkındayız, ergenlik dönemini ne zaman olduğunu bilmeyen yoktur sanırım aramızda, fiziksel anlamda gelişim gösterirken ruhsal anlamda da pek çok gelişim ve değişim göstermekteyiz ve fiziksel olarak değişimlerin farkında olmamıza rağmen çocukluktan başlayarak ruhsal değişimlerin ve gelişimlerin farkında olamayabiliyoruz, nasıl mı?  Örneğin beyin gelişimi hakkında yeterli bilgiye sahip miyiz?

İnsan beyninin temel yapısı, doğum öncesi dönemde oluşmaktadır. Yaşama tek bir hücre olarak başlayan insan organizmasının, ortalama 1.5 kg olan erişkin insan beyninde 100 milyar kadar nöron adını verdiğimiz sinir hücresi bulunmakta ve her bir nöronun diğer nöronlar ile 10.000 civarında bağlantısı var yani bu demek oluyor ki beynimizde trilyonlarca bağlantının olduğunu biliyoruz. 2 yaşına kadar sinirler arasındaki bağlantıların büyük çoğunluğu biter. Ancak beyin gelişmeye devam eder yani toplum olarak beynimizin çocukluktan sonra gelişmemesi veya beynimizin sadece %2-3' ünü kullandığımızın söylenmesi yanlış edindiğimiz bilgilerdendir. Beynimiz sürekli gelişip yenilenmekle birlikte tamamını kullanabiliyoruz.  

Beyin gelişiminin daha çok kimlik, benlik ve özbilinç kavramları 10 yaşından sonra oluşmaya başlar ve oluşan bu bağlantılar aynı zamanda dürtü kontrolü üzerinde de rol oynar ve bu süreç 20’li yaşlara kadar deva eder. Beyin gelişiminin özellikle de ön frontal dediğimiz kısmında duygusal ifade ve duyguların düzenlenmesi, diğer insanların duygularını anlamak, empati kurma becerisi frontal lobdan kaynaklanabilir. Hafıza, duyguların kontrolü, ifade, dürtü kontrolü gibi fonksiyonları kişiliğin oluşmasında anahtar bir rol sağlar. Akıl yürütme, karar verme, kendini kontrol etme, riskli davranışlarda bulunma, davranışlara nasıl tepki vereceğinin öğrenme gibi ön lobun gelişimi 18-25 yaş arasından yetişkinliğe kadar devam eder. Kısacası frontal lob (Ön lob), davranışlarımızı nasıl sergilediğimiz, tecrübelerimizin toplandığı ana kumanda merkezidir. 

Mantık, akıl yürütme ve karar alma gibi pek çok önemli işlevlerin yer aldığı ve 25’li yaşlarda gelişimini tamamladığını bildiğimiz beyin bölümü için gelişimini tamamlamadan verdiğimiz kararlar hayatımızı etkileyecek belki de ileri süreçlerde verdiğimiz kararların doğruluğunu sorgulamamıza neden olabilecektir. Beyin gelişimini tamamladıktan sonra ciddi kararlar vermek daha sağlıklı olacaktır. Hayatınızla ilgili önemli karalarda geriye dönüp baktığınızda, zaman geçtikçe keşkeler olmaması için önce kendinizin farkında olarak, hayattan istek ve beklentilerinizi bilerek karalar almanızı öneririm. Bedeninizi ve ruhunuzu keşfettiğiniz keyifli bir hafta dilerim.

Sevgilerimle…