İLERLEMEK…

Hayat pek çok kararın toplamından ibarettir. Evlilik kararını vermenin zor olduğunu biliriz ancak ayrılık kararını vermek daha zordur, özellikle de bizim kültürümüzde. Evlilik onaylanan bir karar iken boşanma kararı hiç bir kurum, kuruluş tarafından çok da hoş karşılanmaz dolayısıyla onaylanmaz. Nüfus cüzdanlarında bile yakın tarihe kadar ayrılan kadın için “dul” ibaresinin kullanılması da buna örnek olarak gösterebilir.

Hiç bir kadın veya erkek boşanma kararını öyle kolay vermez. Yaşam doğum ile ölüm arasında geçen bir süreç ve bu sürecin büyük bir çoğunluğunu evlenmeye karar verdiğiniz kişi ile yaşıyorsunuz ve doğru vermediğiniz kararın bedelleri ne yazık ki çok ağır olabiliyor.

Bu hafta keyifle okuyup bitirdiğim,

“Hayat ilerlemek kadar geride bırakabilmektir” kitabından şöyle bir alıntıyı paylaşmak istedim sizinle “Hayatta okul, eş, iş, yatırım kararları gibi ciddi kararların yanı sıra pantolon, gömlek, yemek seçme kararları gibi daha az önemli kararlarla da uğraşırız. Bu tür seçim yapılması gereken durumlarda, beynimizde bir süreç işler ve beynimiz iyi ya da kötü bir karar verir biz de o kararı uygularız. Hayattaki bazı kararlarımızı “İyi ki yapmışım” ile anarken bazı kararları ise “keşke”lerle hatırlarız. Kararın doğru ya da yanlış olması önemli değildir. Çünkü yalnızca iyi ya da kötü kararlar değil “sevilen” ve “sevilmeyen” kararlar vardır aslında. Sonuç nasıl olacak öyle olacaktır. Karar, bir nevi aklı durdurma halidir. Karar bir kez alındığında zihin düşünme sürecini durdurur. Bu, aslında verilmiş kararla ilgili yeni gelişmelerin önünü kesmektir. Sık tekrarlanıp farkına varılmadığında ise insanın büyüme ve olgunlaşma sürecinin durması riskini taşır. Beynin için gerekli gelişme halinde olmak yorucu ve hatta tehlikelidir. “Bitirmemek”, zihni huzursuz eder. Fakat beyin bilmese de zihninin bilmesi gereken gelişme ve büyüme yolculuğunun asla bitmeyeceğidir. Bir kez çıktıysanız, bir yolculuk biterken diğeri başlar bir kapı kapanırken, diğeri açılır. Mutluluk bile bir tercihtir beklentiler de buna dahildir. Ayrılıkların sevdaya dahil olması gibi…

Karar vermek elbette kolay bir süreç değil ancak karar olumlu veya olumsuz ne olursa olsun karar vermenin insanın rahatlattığını söyleyebilirim. Kafanın içinde dönüp duran alternatifleri azaltmak her zaman insanı rahatlatır. Bu süre içerisinde

“En iyi kararı vermeliyim”şeklindeki zorlayıcı düşünce sağlıklı karar vermenizi zorlaştırabilir onun için en iyi kararı vermek durumunda değilsiniz. En iyi kararın da ne olduğunu bilmediğimizi düşünürsek bu iş gerçekten zorlayıcı bir hal alabilir. Evlilikte savaşlar başladığında kazanan olmaz her iki tarafta kaybeder ve sonuçta evlilik kaybeder. Zorlayıcı bir süreçteyseniz ve karar vermekte de zorlanıyorsanız muhakkak profesyonellerden yardım almalısınız. Bir uzmandan yardım almakta karardır unutma. Karar dediğimiz illa olumsuzun olması demek değildir olumlu için adım atabilmek de bir karardır.

Sizi mutlu edecek kararlar alabildiğiniz bir hafta dilerim sevgilerimle….