Travmalarımız Miras mı ?
Son zamanlarda bir dizi ve dizideki uygulamalar herkesi bu konu hakkında düşünmeye, araştırmaya sevk etti. Travmalarımız miras olarak mı aktarılıyor? Atalarımızın travmaları farkında olmadan yaşamamıza mı sebep oluyor?
Son yıllarda bu konu ile alakalı pek çok çalışmaya rastlayabiliriz. Oya Topdemir Koçyit’in “Savaşın Torunları: Travmatik Belleğe Kuşaklar Ötesi Bir Bakış” çalışmasında, savaş travmasının yarattığı kaygı ve korku içeren travmatik mirasın bugün geçmişteki kayıpların tesellisi işlevi görmekte olduğunu aynı zamanda güvende olmayı hissettiren bu mirasla hesaplaşmanın bir tür terapatik bir etki içerdiğine dair kanıtlar sunmaktadır. Savaşa karşı yürütülen bir mücadele biçiminde yaşama tutunma şekline dönüştüğüne dair kanıtlara yani travmaların bizlere mirasla aktarıldığına ulaşabilirsiniz.
Çok sevdiğim ve kitaplarını, eğitimlerini takip ettiğim Vamik Volkan’ın bir kitabında Nazi komutanının kanlı geçmişinin nesiller arası aktarımla torununun üzerindeki etkisini, böylesi bir travmanın nesiller arası aktarımındaki tüm süreçleri ve tedavi aşamalarını açık ve kolay anlaşılır bilimsel bir dille anlattığı kitabından doğru bilgilere doğru kaynakla ulaşabilir ve detaylı bilgi edinebilirsiniz.
Dizide güncel sorunların aslında köklerimize dayandığı ve buna dair uygulamaların olduğu sahneler var. Bir kaç yıl önce “Seninle başlamadı” başlıklı bir kitap okumuştum hatta dizinin bir sahnesinde geçiyor. Kitabın yazarı Mark Wolynn, bilemediğimiz ve acı çekmemize sebep olan çözülmemiş travmalarla bizim atalarımızla olan bağımıza dayandığını ve şefkatle yeniden bağlanmayı sağlayacak teknikler ve beceriler sunuyor okumanızı tavsiye ederim.
Gelelim bir de bu tekniği kullandığını iddia edenlere bir şeyler popüler olunca ve insanların o yöne rağbeti artınca elbette bunu istismar edenler de olacaktır. Sağlığınızı, geçmişle kurduğunuz bağları işin uzmanı olmayanlara emanet etmemenizi önerebilirim.
Bize düşen bazı şeylerin seninle başlamadığı kaygı ve korkularının senden önce de var olduğu belki senden sonrada devam edeceği eğer sen farkında olursan ve yaralarını şefkatle sararsan bir şeylerin değişebileceği gerçeğinin farkında olmak. Tabi ki bu gün yaşanan bir sorun için bir başkasını suçlamaktan bahsetmiyorum. Sorunlardan dolayı bir başkasını suçladığında kendi yaşam sorumluluğunu almış olmazsın ebeveynlerini veya onların ebeveynlerini de suçlamak bu gün için gerçekçi adımlar atmanı engelleyecektir. Ancak yaşananlara rağmen olanı kabul edip hayatına daha sağlıklı devam etmek senin yaşam sorumluluğunu üstlendiğini gösterir. Kabul etmek elbette kolay değil hatta bir başkasını suçlamak çok daha kolay olabilir ancak kendi yaşam sorumluluğunu almadığın müddetçe “kurban” rolünü seçmiş olursun. Hayatındaki olumsuzluklar veya sana sunulmayan imkanlar için şikayetçi olup söylenerek yaşlamak da da bir tercih elbette ama travmaların yükleri ile yaşamaktansa belki de bir uzmandan yardım almanın vakti gelmiş olabilir.
Kendi yaşam sorumluluğunu alabildiğin geçmişi şefkatle sarabildiğin acı veren şeye direnmeyip, kaçmadığın, ertelemediğin bir hafta dilerim. Sevgilerimle….