Çok Bulutlu

14°C
Konya

CİNSEL TABULAR

Kayıt Tarihi: 08.08.2021 13:33 - Son Güncelleme: 07.10.2025 06:10
YAZI
A

Küçülen dünyayla birlikte cinsel sorunların öneminin giderek anlaşılması ve toplumun cinsel sorunlara duyarlı hale gelmesi, sorunlar karşısında pasif kalmak yerine sorunun giderilmesine yönelik çalışmaların başlatılması cinsellik adına olumlu gelişmelerdir. Buna rağmen hala cinselliğin bir tabu olarak görülmesi, ayıplama endişesi ve utangaçlık duygularından dolayı pek çok çift çare arayışında bulunamamaktadır. Hatta çiftler yaşadıkları sorunları birbirleri ile paylaşmamaktalar.

 

Ülkemizde bu süreç ‘Tadına varılacak bir armağan’ olarak görülmesi nedeniyle evlenmeden önce olabildiğince baskılanan ve evlendikten sonra günlük hayatın rutin koşturmacasından git gide daha az konuşulur ve daha az paylaşılır bir duruma gelmiştir. Yani aslında cinselliği de yaşarken hayatımızdaki diğer pek çok şey gibi zevk alarak değil de yaşamış olmak amacıyla geçici hazlara takılıp geneli göremeyecek kadar sıradan ve basit yaşanmaktadır. Dar kalıpların içinde sıkışmış tamamen fiziksel ihtiyaçları doyurmaktan öteye gitmeyen bir süreç olarak yaşanmaktadır. İnsanlar birbirleri ile cinselliği konuşmaktan çekinmekte, konuştuğunda da yanlış anlaşılma kaygısını yaşamaktalar. Tabi bu ve bunun gibi pek çok sorunun temelinde defolu öğrenmeler veya cinsel bilgi eksikliği bulunmaktadır. Türkiye de bu konuda henüz yeterli bilinç oluşmamıştır.

 

Cinsel mutluluğa ulaşabilmek için kişinin önce kendi bedenini tanıması ve sevmesi gerekir. Kendi bedenini tanıyan, nelerden zevk aldığını bilen, cinsellikle ilgili olumlu duygu ve düşüncelere sahip olan insan cinsellikten keyif alır. Ayıp, yasak günah duygularıyla dolu olan, yaptığı eylemlerden dolayı suçluluk duyan elbette cinsellikten zevk alamaz. Bayan danışanlarımın pek çocuğunu dinlediğimde eğitim düzeyi ne olursa olsun kendi bedenine dokunmaktan çekindiklerini hatta evlenmeden önce hiç dokunmadıklarını ifade etmekteler. Nasıl oluyor da insan kendi bedenine dokunmaktan korkabiliyor tabi bunların temelinde pek çok psikopatoloji olmak ile beraber toplumsal ve çarptırılmış dinsel öğretiler kişinin merak duygusunu da ortadan kaldırıp, kendine yabancılaşmasına neden olmaktadır.

 

Kadının cinselliğine baktığımızda; cinselliğin erkeğe karşı bir sorumluluk ve görev bilici ile yaşandığından kadının cinselliği daha karmaşık hal almaktadır. Orgazm taklidinin altında ezilen kadın hem fiziksel hem duygusal anlamda cinselliğin ruhunu yaşayamaz ve anlayamaz.

 

Orgazm olmak genellikle boşalmak olarak algılanır ama ikisi birbirinden farklı şeylerdir. Orgazm çeşitli fiziksel ve psikolojik cinsel uyaranlar sonucu beynin harekete geçmesi ve hormon mekanizmalarının etkisi ile hem bedensel hem de ruhsal olarak algılanan ’geçici şuur bulanıklığı, kontrol kaybı duygusu’ ve istem dışı ritmik vajinal kasılmaların yaşandığı ‘yoğun bir boşalma olarak tanımlanabilir .Boşalma ise cinsel ilişkilerin sonlarına doğru yaşanan kasılmalarla kendini gösteren fiziksel ve bedensel rahatlama olarak tarif edilebilir. Yaklaşık olarak boşalma 5 ile 10 saniye orgazm ise 10 ile 15 saniye arası sürer. Bazı kadınlar orgazm veya boşalma için geçen süre uzadıkça kendilerine olan güvenlerini kaybedebiliyorlar.

 

Dahası filmlerde gördükleri seks sahnelerini olması geren bir standart olarak değerlendirip cinsel ilişkide mutlaka orgazm olmak gerektiğini ve yatakta çıkarttığı seslerin erkeğin yaşadığı duygunun yoğunluğunu artırdığına dair inancıyla kendini yetersiz hissetmekte ve yatakta özgüven eksikliği yaşanmasına neden olmakta bunu temelinde de erkeğin egosunu tatmin etmek arzusu yatmaktadır. Dolayısıyla kadın orgazm taklidinin altında ezilmektedir.

 

Kadının orgazm olamamasının temelinde pek çok neden olabilir. Bu nedenlerden en sık görülenleri; ön hazırlık ve uyarılma olmadan doğrudan cinsel birleşme, partnerin erken boşalma ve sertleşme sorunun olmasından dolayı erkeğini mutlu etme çabası içinde kendi hazzına odaklanamaması ve cinselliği görev olarak görmesi nedeniyle zevk alamaması, zevk alamadığı için biran önce ilişkiyi bitirme isteği orgazm olamamasının nedenleri arasında sayılabilir, bunun yanı sıra partnere duyulan olumsuz duygular, geçmişinde yaşadığı travmatik cinsel deneyimler, hamile kalma endişesi, sosyokültürel yasaklamalar ve dinsel inançlar, aldatılmış olmak, alkolizm, depresyon vb. psikolojik ve nörolojik rahatsızlıklar da orgazmı engellemektedir.

 

Mutluluk veren bir cinsellik çiftleri daha huzurlu, daha mutlu ve çevreye daha pozitif yaparken, çiftleri birbirlerine daha çok bağlar ve bütünleştirir. Orgazmı yaşamayan kadın cinsel mutluluğu da yaşayamaz. Bu durum aslında ciddi bir stres kaynağı olabilir çünkü cinsel mutluluk yatak odası ile sınırlı değildir ve genel yaşamı etkiler. Yaşadığınız her andan keyif alabildiğiniz bir hayat dilerim.

Sevgilerimle…

ETİKETLER:

YORUM YAP

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İs***l C*m A**r

22.03.2023 17:11

Çocukluktan beri yanlış bilgilendirmeler ve yönlendirmeler nedeniyle yaşamı etkileyen ancak araştırılıp sorunların çözülmediği için mutsuzluğa götüren bir süreç ülkemizde cinsel yaşam.

Duygu Özer

Duygu Özer

Yazarın Diğer Yazıları