Haklı Olmak mı Mutlu Olmak mı?
İlişkilerde haklı olmayı mı mutlu olmayı mı tercih edersin?
Hak arayışına girmek ilişkiler olumsuz anlamda etkiliyor nasıl mı? Her birimiz belki farklı şehirlerde doğduk, farklı ailelerde büyüdük, farklı değerlere sahibiz ve daha pek çok farklılık, bu kadar farklılıklara rağmen ortak bir noktadan hayata bakabilmek sanıldığından çok zor. Her bireyin farklı bakış açısına sahip olduğunu bilmeyen yoktur. Herkes kendi bakış açısına göre haklı olduğunu düşünüyor dolayısıyla tartışmalar uzuyor ve kalpler kırılıyor. Peki ya ne için?
Kime sorsanız tartışmalarda yapılması gerekenin orta noktada buluşulmak olduğunu söyler ama bunu uzlaşmacı bir bir tavırla çözmemize engel olan nedir? Sorulara lütfen kendin cevap ver.
Her tartışmada kendini o kadar haklı hissedersin ki ve bu haklılığının da onaylanmasını istersin. Tartışma anında karşındaki kişinin o anda ne hissediğini, ne düşündüğünü önemsemez öfke ile haklılığımızı ispat etme gayretine gireriz. Hatta birbirimizi çok kırıcı ve yıpratıcı bir biçimde eleştiririz. Oysaki herkes kendi yaşanmışlıkları doğrultusunda kendini haklı görür ve öyle davranır.
İlişkilerde ortaklıklar kurulmalı, orta nokta bulunmalıdır. Orta noktayı bulmaktan bahsederken “ben” cümleleri yerine “biz” bilinci oluşturmalı.
Bir ilişki düşün hep sen haklısın bu durumdan nasıl bir kazanç elde etmeyi düşünüyorsun. Problemlerde sürekli haklı olma gayreti ile partnerini görmezden gelmek onu duygusal ve fiziksel olarak yok saymak sizi birbirinize yakınlaştırır mı?
Her problem senin haklılığın ile çözüme kavuştuğunu düşünün, ki böyle bir şey mümkün değil sen sadece problemlerin çözüldüğü yanılgısı içinde olacaksın. Partnerin sırf konuyu uzatmamak için PEKİ diyecek ve konuyu geçiştirecek ya sonrasında, duygusal olarak senden uzaklaşacak. Çünkü her insan anlaşılmak ister sadece anlaşılmak, tartışmak, haklı çıkmak veya haksız olmak değil bezen sadece iyi bir dinleyici olup dinlemek ve anlaşılmak.
Zamanla hayatımızda ne çok şey değişti 20’li yaşlarındaki sen değilsin artık belki şuan 30’lu 40’lı yaşlarındasın ve sen çok değiştin zaten olması gerekende değişimin ta kendisi bunca şey değişirken hep haklı olman ne kadar mümkün?
Lütfen dürüst ol kendine çoğu zaman öfke ile verdiğimiz kararlardan derin pişmanlıklar duyarız bazen düzeltiriz bazen de geri adım atmayız veya atamayız kendi kararlarında ve davranışlarında şüpheye düştüğün halde her zaman hep haklı olamazsın.
Birliktelikler bir yol arkadaşlığı gibidir yol arkadaşına her ne konuda olursa olsun kendini haklı bulma çabasında olursan ve onunda bunu onaylamasını beklersen bir müddet sonra yollarınız ayırılacaktır.
İlişkilerde daima problem olacak, o problemi somut bir şeye benzetebilirsin mesela bir ateşe, o ateşi alır ikinizin arasına koyarsan ikinizde aynı oranda ateşin yakıcı etkisinden nasibinizi alırsınız. Oysa ikiniz yan yana diz dize olup ateşi biraz uzağınıza koyup soruna uzaktan bakabilirseniz işte o probleme o zaman çözüm bulabilirsiniz.
İlişkilerde problemin olmaması imkansız, bu düşünce çok ütopik bir düşüncedir hatta hiç problemin olmaması daha büyük bir problem. Önemli olan tartışmamak değil , tartışma sonrası problemi nasıl çözüldüğünüzdür.
Tartışmak aslında karşınızdakinin sizi önemsemesidir hiç tanımadığınız veya önem vermediğiniz biri ile tartışmaya girmezsiniz. Bazen önemsediğiniz kişinin kalbini kırarsınız, küskünler yaşanır, problemi çözmeden uzatmak hatta yatağı ayırmak, aramamak eve gelmemek, ilişkilerde güveni sorgulatır. Karşınızdaki kişi ne olursa olsun seninleyim mesajını alamadığında yerini sormalara başlar ait olup olmadığını düşünür ve tabi gerginlik tırmanmanır. Tartışma konusu ne olursa olsun yanındayım, seninleyim, bu ateşi birlikte uzaklaştırabiliriz, diyebilmek ilişkilerin uzun ömürlü olmasını sağlar. Ve elbette her zaman haklı olmak yerine birlikte mutlu olmayı seçmek de sizi birbirinize bağlar.
Problemlere çözüp bulup haklılığınızı ispat çabasına girmeden mutluluğu doya doya yaşadığınız bir hafta dilerim sevgilerimle…